ÇAĞDAŞ İNSAN

 

Dünyanın iki ayrı bölgesi, Ortadoğu ve Avrupa’da ele geçirilen kanıtlar, arkaik ve bugünkü toplumların bir arada yaşamış olduklarını göstermektedir. Daha önce görüldüğü gibi, bu iki toplum 50 bin yıl süreyle Ortadoğu’da birbirlerinin çağdaşı olmuşlardır. Aynı zamanda şunu da gördük ki alet teknolojisi açısından bu iki toplum arasında belirgin bir farklılık yoktu. Öte yandan bu, Erik Trinkaus’un deyimiyle,’’genetik açıdan farklı bu iki grubun en az bin kuşaklık bir süre boyunca yaşamlarını sürdürmelerine yetecek denli farklı davranış biçimlerinin ya da toprak kullanımının’’var olduğu anlamına gelebilir.

Bugünkü insanın dolayısıyla bugünkü coğrafi toplumların, yakın geçmişteki bir atasal toplumdan gelmiş oldukları temel genetik bulgularla da doğrulanmaktadır. Bugünkü insan toplumlarının Mitokondriyal DNA’larındaki genetik çeşitliliğin genel kapsamı, insansı maymun topluluklarındakinden daha dardır. İnsanla insansı maymunların 5 milyon yıl kadar önce ayrıştığını varsayalım. Eğer bugünkü insan grupları 1 milyon yıl önce oluşmuşsa, insanın Mitokondriyal DNA’sındaki değişikliğin insansı maymunlarınkinin beşte biri kadar olması gerekir. Gerçekte bu, onda birden daha fazladır.

Richard Klein’e göre ‘’Geniş, tarihöncesi Avrupa döneminde Üst Paleolitik insanlar, gerek ‘kültür’ün, gerekse ‘kültürler’in varlığın, geleneksel antropoloji açısından, arkeolojinin kendilerine bağladığı ilk insanlardı’’. Eğer bu tür bir özgünleştirme benimsenirse, Avrupa’daki anatomik ve arkeolojik örüntüler birbiriyle uyuşur; başka bir deyişle, bugünkü insanın davranış biçimi ile, anatomice bugünkü insanın ortaya çıkışı eş zamanlıdır. 

Bugün dünyada yaşamakta olan tüm insanlar tek bir türü oluştururlar ve dünyada şimdilik yaşayanlardan başka bir insan türü bulunmamaktadır. Ancak evrim tarihinin böyle “tekrenkli” olmadığı, çeşitli insan türlerinin aynı zaman içinde yaşamış oldukları gerçektir. İnsanın evrimiyle ilgili bir başka önemli tartışma da modern insanın (Homo sapiens sapiens) kökenidir. Bu konudaki görüşlerden biri, mitokondrial DNA araştırmalarını esas alarak, insan türünün günümüzden yaklaşık 140.000 yıl önce Afrika’da ortaya çıktığını ve daha sonra Afrika dışına göç ederek dünyaya yayıldığı şeklindedir. Diğer görüşse çağdaş insanın yaklaşık 40.000 yıl önce H.neanderthalensis’lerin evrimi sonucu ortaya çıkmış olduğudur. İki görüşün de haklı yanları bulunmaktadır. Ancak Üst Paleolitik Çağ’ın yaklaşık 40.000 yıl önce başlayan ayrı bir kültürel evreyi yansıtmasından dolayı modern insanın ortaya çıkışının 40.000 yıl öncesinde başlamış olduğunu kabul edebilir. Tüm Paleolitik Çağ boyunca kültürel durumu yansıtan alet yapımının insan türleriyle birlikte değiştiğini göz önüne aldığımızda bu, mantıksız olmayacaktır.

Türümüzün belirgin bedensel özellikleri, özellikle uzun kemiklerinin narin bir yapıda olması, art kafa kemiğinin çıkık olmaması, kaş kemerlerinin olmaması, güçlü ense ve boyun kaslarının olmaması, yüzün dışarıya doğru çıkık olmaması, dişlerin ufak yapıda olması ve çene çıkıntısının olmasıdır. Bu narin yapısı Homo sapiens sapiens’in bedensel olarak zorlanmaya gereksinim duymamış olması ya da bu tür zorlukları yaptığı aletlerle aşması yüzündendir. Türümüzün yarattığı kültürler arasında olan Üst Paleolitik Çağ kültürleri, coğrafyaya göre farklılık gösterirler. Bu kültürlerin geçmiş kültürlerden farklı özellikleri arasında günümüze kalabilen kemik, boynuz, fildişi, deniz kabuğu gibi hammaddelerin de taş gibi hammaddelerle birlikte kullanılmış olmasıdır. Bir başka kültürel özellik ise, mağara resim ve kabartmalarının, küçük heykelciklerin yapılmasıyla kendini gösteren tinsel öğelerdir.

Türümüzün gerçekleştirdiği önemli özelliklerden biri de insanların ilk defa Eski Dünya’nın dışına, Amerika ve Avustralya kıtalarında yaşamaya başlamış olmasıdır.

İlk kez bazı hayvanları evcilleştiren ve bazı bitkileri kültüre alan, yerleşik yaşama geçip, köyler, kentler kuran da bizim türümüzdür. Ancak bu bizim türümüzün yaşamış tüm insan türlerinden daha yüce olduğunu göstermez. Pleistosen bitip de Holosen başlayınca insanlar oldukça hızlı bir kültürel değişim sürecine girmişlerdir. Son 12.000 yılda belki de 2.5 milyon yıl boyunca, tüm Paleolitik Çağ’da yaratılan yüzlerce katı kadar kültürel bilgi ve belge üretilmiştir. Binlerce sayfalık tarih kitaplarını dolduran Neolitik, Kalkolitik, yazının bulduğu Tunç çağları, Demirçağı, İlkçağ, Ortaçağ, Yeniçağ, Yakınçağ evrim tarihimizin bu zamansal açıdan en küçük yer tutan döneminde, Homo sapiens sapiens aşamasında yaşadığımız çağlardır.

                                                                                                   İsmail KÖKMEN

 
 
Bugün 2 ziyaretçi (46 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol